Hayır Diyememek
Hayatı boyunca hayır diyememekten muzdarip birisi olarak, Zeyneb’in bu kelimeyi kullanış tarzına hayranlığım git gide artıyor. 🙂
Dün resim kursundan onu almaya gittiğimde eve gelmek için çoktan hazırlanmıştı. Malzemelerini yıkayıp toplamış, eller yıkanmış, önlük çıkmıştı… Artık dünyaları verseniz tanıdığım kadarıyla kılını kıpırdatmazdı.
Nitekim öyle de oldu. Öğretmeni unutulan bir kaç su kabını boşaltmak için bir kez daha yardım edip edemeyeceğini sordu ve benim de bu ana şahit olacağım tuttu. Cevabı: “Hayır, artık daha fazla yardım edemem, yoruldum, ellerimi de yıkadım. ”
Öğretmen gülümsemekten kendini alamadı; “Çocuklar böyle samimi oluyorlar işte. İstemiyorlarsa çok net ifade edebiliyorlar”, dedi.
Yardım etmek istemeyişine üzülmedim diyemem. Ama bunu kibarca ifade etmesi biraz içimi rahatlattı. Ben olsaydım, herhalde benden yardım isteyen birine hele hele de öğretmenime muhakkak yardım ederdim, hatta bunu bir emir telakki ederdim. Bir an “Çok ayıp! Yardım etsene kızım, öğretmenin üzülmesin.” demeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim, tuttum kendimi.
Dedim ya, hayır diyememenin çok sıkıntısını çektim. Gerekli olan yerlerde, kibarca hayır diyebilmeyi çok isterdim. Çünkü bunu hala tam olarak başarabilmiş değilim.