Sobalar…

Ara 11, 2014 by

Şimdilerde yaşları 50 ila 55 olan hatırı sayılır kitlenin bellerindeki fıtığın faili olan soba, bir döneme ciddi olarak damgasını vurmuştur.

Yakacak olarak kullanılan odun ve kömürün, eylül ayı itibariyle apartman kapılarının önüne yığılmasıyla başlardı kış telaşı.

Soba kurma işleminin, erkekler için amatör mühendislik denemesi olduğu bir gerçektir.

Soba, kurulduktan tekrar kaldırılana  kadar bir daha evin reisiyle karşılaşmaz. Artık o evin hanımına intikal etmiştir.

Sobada neler yapılmazdı ki… Yıkanan çamaşırlar soba borusuna takılan askıalrda kurutulur,  sobanın üstüne konulan bir çaydanlık suyla sıcak su ihtiyacı giderilirdi. Yemekler soba üstünde ısıtılır, ıhlamur soba üstünden servis yapılır, kestaneler yine sobanın üstünde kebap kıvamına getirilirdi. Tüm bu görevlerin ardından, kış meyvelerinden mandalina kabuğu sobanın üstüne konulmak suretiyle odanın kokusu tazelenirdi.

Sobanın başka fonksiyonları da vardı. Üzerinde ısıtılan tuğla, yatakların ayak ucuna konularak ayakların ısınması sağlanırdı. Ayrıca bu sıcak tuğlalar, vücudun ağrılı bölgelerine konularak bir tür fizik tedavi işlevi de görürdü.

Ah felek vah felek

Kimine kavun kimine kelek

Atalarımız çok yaktı

Sobalarımızda tezek

Ayşenur USLU

Bunu beğendiniz mi? O halde paylaşın:

Related Posts

Share This

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.