Kahveye Dair
Almanya’nın en önemli kahve uzmanı olarak tanıtılan Ulla Heisen’in Kahve ve Kahvehane adlı kitabından bir kaç not:
- Doğu’nun Batı’ya son kültür hediyesi olan kahve, günümüzde dünya ticaretinde petrolden sonra ikinci büyük kalemdir.
- Kahve üzerine 20 bin kitap ve makale bulunmaktadır ama yüzlerce uçucu maddeden oluşan bileşimi henüz tam olarak açıklanamamıştır.
- 1600 yılı civarında, kahve bütün Osmanlı coğrafyasında biliniyordu ve özellikle misafirlikte kahve içme ritüelleri oluşmuştu.
- 1631’de bir Alman tüccar ilk defa kahve pişirme denemesi yapmış ama başarısızlıkla sonuçlanmış. Çünkü tüccarın karısı kahveyi su yerine ( su ona çok basit geldiği için) tavuk suyuyla pişirmiş.
Kaynak: Fatma Bayram, Bir Vaizenin Okumaları
İbrahim KİLİK – 29 Nisan 2015
“Bir Fincan Kahve Olsa” Kitabı Üstüne
(KAHVENİN TILSIMI)
Ey okuyucu, bu mesaj sana! Kâh kahvenin köpüğünde bir hayal, kâh mırranın acısında bir sitem. Lakin, daha ziyade içten bir selam.
Suyun Leyla tenli hâline, kahveye yazılmış şiirlerden bir buket sunduğumuz kitabı size yazılmış bir mektup olarak da kabul edebilirsiniz. Mektubun derununda insana dair unsurlar var, aşk, içtenlik, samimiyet, vefaya dair izler var, velhasıl biz varız.
Kahvenizi yudumlarken, kahvenin damağınızda iz bıraktığı kadar dimağınızda da iz bırakmasını istiyorsanız kahve ile şiiri hem dem etmelisiniz. Dingin bir akşam vakti, kallavi fincandaki kahvenizle “Bir Fincan Kahve Olsa” kitabını buluşturup, kahvenizden bir yudum alıp kitaptan bir dize okuduğunuz zaman kahvenin albenisi harflerin büyüsüne karışacak kahveden ve şiirden başka bir tat aldığınızın farkına varacaksınız. O zaman kahvenin sadece damağınızda değil dimağınızda da iz bıraktığını fark edeceksiniz.
Şiirle kahveyi buluştururken kahve severlere şiiri, şiir severlere kahveyi sevdirmek gibi bir iddianın sahibi değildik. Ancak, hayata bakışımız bize kahvenin şiire, şiirin kahveye yakıştığını ilham etti.Bu cihetle böyle bir güzergâha girdik. Güzergâhtan da öte kenarlarında erguvanların arzı endam ettiği efsanevi bir hıyaban girdiğimiz yol. Kahve Kokusuna aşkın karıştığı anlarda kahve ile aşkı harmanladık. Bir nevi kahve ile aşkı buluşturmayı talim ettik. Harfler gülümsedi, kelimeler abat oldu. Biz mecnun misal mest.
Bir vakitler Belkıs diyarı olan Yemen’den geldiği söylenen bu yüzden Yemen Dilberi diye adlandırılan kahveye kendi diyarımızda yeni ve daha çekici bir isim bulduk “Türk Kahvesi” dedik ve bunu tüm dünyaya kabul ettirdik. İşte biz dahi çorbada tuzumuz olsun babında karınca kararınca bu ismi perçinlemek istedik. İstedik ki kahveye ve şiire olan aşinalarımız çoğalsın. Ama bu arada meşrubat-ı umumi içerisinde kendine has berraklığı ve tadı olan çayı incitmekten imtina ettik. Ne de olsa çayla kahve birbirini çağrıştıran iki içecek. Gelen konuklarımıza ve dostlarımıza çay mı kahve mi ? diye sorarız hep.
Son söz olarak “ Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir.” mısraını da sizinle paylaşıp kitabı sizin alakanıza sunmayı tercih ettik. “Bir Fincan Kahve Olsa” kitabı ilginize mazhar olursa kahveye ve çaya dair yeni kitaplarla kapınızı çalacağımızı bilmenizi isteriz. Kahvenizi şiirle şiirli yudumladığınız huzur ve sükun dolu günler temennisiyle.
Ankara, 28.04.2015 İbrahim KİLİK
KİTABI EDİNEBİLCEĞİNİZ ADRES: http://www.regulusyayinevi.com/urun/bir-fincan-kahve-olsa-ibrahim-kilik/
İlginiz ve paylaşımınız için teşekkürler İbrahim Bey. İlk fırsatta okumak isterim Bir Fincan Kahve Olsa kitabınızı…
Estağfurullah, ben teşekkür ederim.Kitabımı okumak istemeniz benim için onurdur ayrıca.
Kahvemi Yudumlarken
Teşrinler sona erdi ve aylardan aralık
Bir pazar sabahında yadıma düşüyorsun
Belki gelirsin diye gönül kapım aralık
Yokluğunda gönlümde buyuyor üşüyorsun
Damağımda tadın var kahvemi yudumlarken
Sen efsaneler gülü Belkıs’ın diyarından
Mırranın acısından kaç hatıra taşırsın
Geçen günler eksiltmez güzellik miyarından
Rüzgar beni alıp da Kafdağı’ndan aşırsın
Aklımda hep adın var kahvemi yudumlarken
Efsaneler deminin yegane gülü sensin
Kahvenin köpüğü hep taşır hayalinden iz
Gönlümün sayfasında değişmeyen desensin
Gülüşün şiirime ilham olan eşsiz giz
Gül misalce yadın var kahvemi yudumlarken
Hatıra atlasında gamzen sihirli nakış
Kahvenin kokusuyla harmanlanır gülüşün
Gülüşünle bahara tebdil eder kara kış
İçinden sen geçersin efsane soylu düşün
Kırk yıllık miadın var kahvemi yudumlarken
Ankara,27.12.2015 İbrahim KİLİK
Bir Acı Kahve Misal
Bir varmış bir yokmuşun kanatlarında masal
Kerevetine çıkan ağyar bildiklerimiz
Senden kalan yadigar bir acı kahve misal
Fincan zarafet ehli taşır hayalinden iz
Telve fincana nişan kırk yıl kahvedeki şan
Kahvenin köpüğünde kabaran gönlümü an
Şeyh Şazeli kahveyi yareniyle keşfetmiş
Kahve çekirdekleri kavrulmuş gönlüm ile
Kahvenin emaresi ta bugünlere yetmiş
Fincandaki zarafet kahveyle gelmiş dile
Telve fincana nişan kırk yıl kahvedeki şan
Kahvenin köpüğünde kabaran gönlümü an
Bakır cezve ketumdur söylemez her bir şeyi
Masallara emanet turnaların öyküsü
En acılı anımda rikkatle üfle neyi
İncecik parmakların olsun hep neyin süsü
Telve fincana nişan kırk yıl kahvedeki şan
Kahvenin köpüğünde kabaran gönlümü an
Su kahvenin yanında ayın hüznüne ışık
Belkıs’ın diyarından namemi kahve güne
Kahvenin som rengine naz rengi mi karışık
Mecnun geç mi kalmıştır Leyla renkli düğüne
Telve fincana nişan kırk yıl kahvedeki şan
Kahvenin köpüğünde kabaran gönlümü an
Bir acı kahve misal kelimeler dilimde
Köpük köpük hayalim fincanın sureti sır
Gamzeni okur kalem fincana sinen imde
Senle ünsiyet vakti kahve çaya muasır
Telve fincana nişan kırk yıl kahvedeki şan
Kahvenin köpüğünde kabaran gönlümü an
Ankara,16.12.2015 İbrahim Kilik
Teşekkürler. 🙂