5 Vakite 5 Ayrı Makam
Ezanın vakitlerine göre makamlara ayrılması konusunda ilk ciddi çalışma İslam düşüncesinin en önemli isimlerinden Farâbî`nin katılımı ve dönemin musikî üstadlarının bir araya gelmesiyle Mısır’da yapılır.
Neden Makamlara Göre Taksim?
Vakitlere göre ezan okuma geleneğinin oluşmasında insanların o vakitteki ruh halleri ve seçilecek makamın seyri göz önünde bulundurulurdu.
Söz gelimi sabah namazı vakti sabâ makamında ezan okunurdu; çünkü saba makamının özelliği seyrinin yukarıya doğru çıkıyor olmasıydı. Bu da sabah vakti uykularından kalkan insanların yavaş yavaş hareketlenmeleri ile ilgiliydi.
Bilindiği gibi akşam namazının vakti diğerlerine göre pek kısıtlıdır ve Peygamber de akşam namazı için biraz acele ederdi. Bu vakitte genellikle tercih edilen segâh makamı ise göre biraz daha çabuk bir seyre sahiptir. Segâh makamının bir diğer özelliği ise kişiye mistik duygular vermesiydi. Akşam karanlığı çöktüğünde insanın yapacağı iç yolculuk da düşünülerek segâh makamının seyriyle ezan okunuyor olsa gerek.
Yatsı ezanı içinse uşşak ve beyâti makamları tercih edilirdi. Çünkü bu makamlar dinleyene zindelik verirdi. Günün son saatlerinde insanların yorgunluğunu aldığı düşünülürdü.
Osmanlıya has güzel bir ezan uygulaması da perşembe günleri ikindi ezanının nihâvend makamında okunmasıdır. Nihâvend, diğerlerine göre biraz daha neşeli ve canlı bir makamdır. Perşembe günleri ikindi ezanında nihavendin tercih edilmesi müminlerin bayramı olarak kabul edilen cumaya erişecek olmanın müjdesini vermek içindir.
Salâ ise çoğunlukla huseynî makamında okunurdu. Huseynî makamının musikiyle tedaviye dair yöntem kitaplarında iyilik, sessizlik, rahatlık verdiği ve ferahlatıcı özelliğinin olduğu söylüyor. Farâbî ise buna paralel olarak makamın insana sükûnet duygusu verdiğini söylüyor. Ölen bir kimsenin ardından insanların en çok ihtiyaç duyacakları şey de bu sükûnet duygusuydu herhalde…
Kaynak: sonpeygamber.info