Ramazan’ı Severiz
Ramazan bütün rutinlerimizi bozar, hepsinin yerine nazikçe kendi programını dayatır.
Gecenin bir vakti kalkar bir gözümüz açık biri kapalı yemek yeriz, bu yüzden günün tam ortasında bir uyku basar, en nazlılarımız bile yerini yadırgamadan uyuklar, akşam yemeğimiz saatin kaç olduğuna değil, güneşin batıp batmadığına ayarlıdır.
Bilen bilir, sair zamanda izlediğiniz gibi film izleyemez, rastgele her kitabı okuyamaz olursunuz; ille Kur’ân okuyası gelir insanın.
Dinlenen müzikler değişir. Başka zaman olsa sözü kimseye bırakmayacak olanların ağzını bıçak açmaz olur. Az yiyince az konuşulduğunu da anlamış oluruz Ramazan sayesinde.
Sahurdu, teravihti derken zaten az uyunur; böylece nefsi tekamül ettirecek üç şartın kendiliğinden yaşanmaya başlandığını görürüz.
İftar saatlerine yakın trafik çıldırır ama ezan okunur okunmaz sokaklara hakim olan ses açık pencerelerden taşan çatal bıçak tıkırtılarıdır.
Aklım ermediği halde sırf Ramazan’a özgü olduğu için pide kuyruklarına bile saygı duyarım.
Ey Ramazan kimi zaman kendimize göre olsa da severiz seni; sen de bizi sev ve bu sevginin işe yarayacağı günde Rabbin huzurunda şahitlik et bize!
Fatma Bayram