Ne zaman Ne İnfak etmeliyiz?
Enes (r.a)’dan rivayet edildiğine göre: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e; “Hangi sadaka daha faziletlidir?” diye sorulunca, “Ramazan ayında verilen sadaka” (Tirmizi, Zekat, 28) buyurmuştur. Bu nedenle insanların çoğu Ramazan ayını iyi bir fırsat bilirler.
Allah (C.C) yolunda infak etmek için zengin olmayı beklemek yanlış bir hesaptır. Kimin gücü neye yetiyorsa o kadar vermeli ve kendini azaptan korumalıdır. Rasulullah (S.A.V); “Yarım hurma ile de olsa cehennemden korunun” (Buhari, zekat 9, Müslim zekat 66.) buyurmaktadır. “Yarım elma, gönül alma”, “Az veren candan, çok veren maldan” sözleri bunun için söylenmiştir.
Yardım edilen insanın rencide edilmesi veya yardım ettikten sonra başa kakılması yapılan yardımın sevabını yok eder. “Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın.” (Bakara, 263-264) Bu bakımdan da vakıf ve benzeri kurumlarla çalışmak daha sıhhatli olabilmektedir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “sizin en hayırlınız insanlar için faydalı olanınızdır” diyerek bizlere gerçek hedefi göstermiştir. Bu inanç, karşılığını sadece Allah (c.c)’tan bekleyerek, sahip olduğu nimetleri başkaları ile paylaşan vakıf insanlarını ve vakıf medeniyetlerini ortaya çıkarmıştır.
Dinimiz açları doyurmayı, çıplakları giydirmeyi, yokluk içinde olanların her çeşit zaruri ihtiyaçlarını karşılamayı, ümmetin zenginlerine yerine getirilmesi gerekli bir vazife olarak yükler. Bu zaruri ihtiyaçları karşılanmadığı için kötülüğe itilen, suçlu duruma düşen veya hayatı tehlikeye girenlerden toplumu sorumlu tutar.
Gören göz için sefalet her yerde kol geziyor. Bu duruma Müslüman bana ne, neme lazım diyemez. Çünkü o mesuliyet insanıdır. Başkalarını yaşatmak, kurtarışı gaye edinmek onun hedefidir.
Medet BALA