Bir Renk Bir Dokunuş
Bir rengi, bir duruşu olmalı insanın. Herkese karşı sevimli olmak için uğraşmamalı.
Bu odadaki insanlarla konuşulanlar esnasında hangi davranışı sergilediyse, başka odadaki başka insanlarla aynı konuyu konuşurken de aynı davranışı sergilemeli insan.
Dışlanır, toplum içine giremez gibi endişelerle asıl istediğini söylemekten kaçınmamalı.
Bunun sonucunda seni seven sadece iki kişi olacaksa, varsın öyle olsun. Ama kendi fikirlerini değil de başkalarının fikirlerini kabul ettiğin için, seni sever(miş!) gibi yapan insanlarla dolmamalı çevren… Bunun adına samimiyetsizlik diyorum ben ve sonucunda da o kişiye karşı güven duygusunun kaybedildiğine inanıyorum.
Ve aslında farkında olmuyorlar ama uzun vadede yalnız kalıyor bu insanlar ve eski arkadaşlara hep bir yerde “hoşça kal” deyip, yenisine “merhaba” demek zorunda kalıyorlar.
Nasıl zor bir kısır döngüdür bu..!
Arzu Hoşgör