Süt Mısır
Çocukluğumuza döneceğiz yine mecbur.
‘Süt mısııııır’ diye bağıran mısırcıları ve o şirin mavi arabalarını hatırlayacağız. Ne güzeldi o mısırların tadı!
Yazın sahilde ya da kalabalık caddelerde yürürken, mısır alıp yiyerek devam etmek çok keyifliydi. Koku müthişti; bir de maşayla kazanın kenarlarına vururlardı, kayıtsız kalmak mümkün olmazdı.
Ben orada da kararsızlığımı gösterir haşlanmış mı yoksa közde mi yiyeceğime karar veremezdim. Gözüm doymazdı. Koçanın suyunu emdiğimde pis diye annemlerden azar işitirdim!
Babanem evde balkonunda kazanla pişirirdi de doya doya yerdik, bittiğine ikna olmaz, koçanın tuzlu suyunu emerdik.
Ama en güzeli hangisi diye soracak olursanız (başka işiniz yok sanki! ama lütfen bozmayın beni, sormuşsunuz gibi devam edeceğim), evet, en güzeli, köyde ateş yakıp istediğiniz kadar yemekti!
Ah hep gırtlak hep gırtlak!