Kar Yağıyor
Kar yağışının başlamasıyla, tatil beklentisine girdiğimiz İstanbul günleri aklıma geldi.
Okula giderken kulağımız haberlerde olurdu. İşe giderken de hani bir çalsa telefon, servis şoförü, “yollar kapalı, gelemiyoruz”, gibi üzücü bir haberle beni pijamalarımla yeniden buluştursa diye beklerdim…
Yine böyle giyinip camda servis beklediğim bir gün, bir ümitle telefon sesine odaklanmışken, ev halkının hali gözümün önünden hiç gitmiyor:
Annem eski ocak üstü ızgara tavası ile tost hazırlarken bir yandan da emektar kollu portakal sıkma aparatımızla portakal suyu sıkıyor.
Babam pijamaları üzerinde tahin pekmez karıştırıyor.
Kardeşim ise yorganın altına sığınmış mis gibi uyuyor.
Bense boynum bükük, camda haber bekliyorum.
Derken telefon çalar… İşte beklediğim haber geldi derken kahraman şoförümüz
kapalı yolları aşmış, ocağıma varmıştır.
“Beş dakikaya kadar ordayız, aşağıya inebilirsiniz”, der.
Hey gidi günler hey!