İlk Ütü
Kendi tişörtlerini ütülemesine izin vererek,
Zeynep’in ütü ile yaptığı manevralarla imtihan oldum…
Tıpkı zamanında annemin olduğu gibi! 🙂
Ne zaman ütü yapmak istediysem, annem biraz izin verir
sonra “Tamam hadi çekil, sen dersini yap” diyerek
benden kurtulmak isterdi.
Biraz daha yapacak olursam “Çok cereyan gidiyor,
çekil hadi ben devam edeyim.” derdi.
Ben de Zeynep ütü yaparken, tecrübemle onu gerdim açıkcası.
İlk defa eline ütü alan birine karşı oldukça ukala davranışlar sergiledim.
Tuuuh bana!
“Kızım şöyle ütünün ucuyla yapsana oraları… diye sürekli karışıp,
ütüyle kaynaşmasına müsade etmedim, çok biliyorum ya!
Zalim yanım showunu tamamlayınca, anlayışlı yanım
yediğim haltları temizlemek için yetişti.
Ütü izlerine ve ilginç manevralarına rağmen devam etmesine
ve o tişörtlerden biriyle okula gitmesine göz yumdum.
Sonuçta emeğidir. Çok daha değerlidir.
Fazladan harcadığımız elektriğe de razı oldum.
Bizim yanımızdayken harcasındı öğrenecekse!
Elektriğe kıyılsın, erkekler de öğrensin.
Herkes kendi ütüsünü yapabilecek donanıma sahip olsun;
dünyanın binbir türlü hali var.
Buradan evliliğimizin ilk yıllarında
kumaş pantalonundaki çizgilerle işe giden Reha’ya da selam olsun.
Sonradan okuyor yazdıklarımı, toptan.
“İki çizgiye razıyım Seda, daha fazlası olmasın yeter ki” derdi bana.
Seda da “Buyur, sen bir dene.” derdi.
Ne tatlı bir kızdı bu Seda yaaa.
Tek çizgiye indi; şükür bugünümüze.