6.30’dan 7’ye
Çalıp çalıp bizi gıcık etsin ve kalkmak zorunda bıraksın diye
geceden 6.30’a kurup hole bıraktığım telefonun,
görevini yerine getirmesinin hemen akabinde yaşadıklarım:
Bir türlü terliklere sokamadığım ayaklarım,
yerden toparlamaya çalıştığım çoraplarım,
bir araya getirmeye çalıştığım toka, polar ve gözlük üçlüm.
Su ile buluşma. Kuruyan yüzümü kremle ovuşturma.
Sonra sağ baştan uyandırma.
Birkaç lokma…
Mümkün değilmiş gibi gözükse de
ilgili kişileri bir şekilde her sabah zamanında evden uğurlama…
6.30’dan 7’ye ismini verdim bu rutine!