Mavi ve Siyah
Hayaller kurulur,
hayaller gerçekleşir,
hayaller söner.
Ömür yeter mi gerçekleştiklerini ya da söndüklerini görmeye, bilinmez, ama kurmaya devam eder hayal kurmayı sevenler.
Hoş kıvrıntılarla bükülerek kulaklarından dolaşan uzun saçları ensesine dökülmüş bir genç Ahmet Cemil, hayal ve umut çağında. Ünlü bir yazar olma hayalini gerçekleştirmek için çalışır.
Ama siz çalışırken bir de başınıza gelenler vardır, öyle değil mi? Âşık olursunuz, sevdikleriniz ölür. Geçim derdi ve başka bir sürü şey, sizi çekiştirip durur. Üzerinize çıkıp tepinirler âdeta.
Babasının ölümü ile Ahmet Cemil hayallerine “Siz şimdilik durunuz!” dedi. Çünkü yaşamak için çalışmak gerekiyordu ve elbette çalışacaktı, hayallerine bitmiş gözüyle bakmadan çalışacaktı.
Bir mâtemin kahrı altında ezilip kalan kalplere güç vermek için hayat görevlerinin buyurgan sesi kadar etkili şey olamaz! Bu cümlenin altını çizmiştim ve yanına kalbimin derinliklerinden gelen bir “vay be!” iliştirmiştim.
Halit Ziya Uşaklıgil “Pek iyi etmişim ki yazmışım.” diyor Mai ve Siyah adlı eseri için ve ekliyor: “Onun için eksiklikten arınmıştır, baştan ayağa meziyettir demiyorum. Fakat onda ben varım, bir daha geri gelmeyecek olan emellerle, hülyalarla ve onların yanı başında hüsranlarla, elemlerle dolu olan gençliğim var.. Memleketimin bedbaht gençliği var. Sizler varsınız…”