EZANA SUSAMIŞ GÖNÜLLER
Tarih: 23 Haziran 1950 Cuma… Bir Ramazan günü… O gün Sultanahmet Camiinde bir canlılık, bir hareketlilik, tatlı bir telâş ve heyecan var…
Camiinin imamı Saadettin Kaynak, 6 minarenin 16 şerefesine gür sesli birer müezzin yerleştirmişti. Herkes Cuma hazırlığı yapıyordu. Cemaatin bir kısmı camide yerini almış, büyük çoğunluk ise caminin avlusundaydı.
Ezan vakti girer girmez, ilk şerefeden yanık ve gür bir ses yükseldi: “Allahu ekber, Allahu ekber!”
Bu ilk tekbiri diğer şerefelerdeki müezzinler tekrar etti. Ezan cümleleri her şerefedeki müezzin tarafından farklı makamlarla okunarak yarım saat sürdü.
Müezzinler tek merkezden emir almışlar gibi selâtin camilerden başta Yeni Cami, Beyazıt, Süleymaniye ve Fatih camileri olmak üzere tekbir sesleri bütün minarelerden aynı anda yükseliyordu.
“Allahu ekber” nidasını kim duyduysa kendini tutamıyor, hıçkırıklara boğuluyor, gözyaşları sel oluyordu.
Tekbirler ve ezan sesi milleti kendinden geçirmiş, iliklerine işlemişti. Herkeste bir bayram coşkusu vardı. Camiye girmiyorlar, gökkubbeyi dolduran tekbir nidalarını yudumlayarak içiyorlar, doyasıya dinlemek istiyorlardı.
Alıntıdır.