Nasıl Bir Kitap Yazıyorsunuz?
Sevgiyle yaşanan bir hayattan daha güzel bir kitap olabilir mi?
Farkında olalım, olmayalım, hepimiz bir kitap yazıyoruz aslında. Kitabımız, yaşadığımız hayat.
Yaşadığımız her gün, bir sayfa.
Hayatımızdaki her dönemeç, bir bölüm ve bu kitabı her gün, hiç durmadan yazıyoruz.
Peki, hayatımızın sonuna geldiğimizde nasıl bir kitap olacak bu?
Okuyanların kalplerine dokunacak mı? İnsanların içine yaşama sevinci, mutluluk, neşe verecek mi?
Yoksa daha önce milyonlarca kez yazılmış, sıradan bir kitap mı olacak?
İçinde bencillik, kıskançlık, çekememezlik, kibir, yalan, aldatma mı olacak?
Yoksa sevgi, merhamet, sabır, dürüstlük, cömertlik, sadakat ve hoşgörü mü?
İstesek de istemesek de bu kitabı yazıyoruz, yazmama şansımız yok ve son noktayı koyduktan sonra kitabımızı bir daha revize etme, yeni bölümler ekleme şansımız yok!
O halde, yeteri kadar önemsiyor muyuz nasıl bir kitap yazdığımızı?
İnsanlık kütüphanesinin raflarına nasıl bir kitap bıraktığımızı umursuyor muyuz?
Rûmî’nin Bildiği Aşk, Serdar ÖZKAN