Mutfaktan Yükselen Sesler
Eskiden annem yemek pişirirken, onu, büyük bir sanatçıya benzetirdim.
Kaprisleri, telâşı, yeni bir eser öncesindeki asabiyeti, bazı detaylarla ilgilenmek istemeyişi ve etrafa yağdırdığı emirleri ile hayranlıkla izlediğimiz bir sanatçıydı o. 🙂
Mesela; “İki soğan getir oradan,küçüklerse üç olsun, maydanozları süz, salçayı çıkar, soğanlara bak yanmasın, kaynayınca altını kıs tencerenin, olmadı küçük göze al, yarım saat sonra kapa…”
Öyle sinir olurdum ki; “Ay derdim bir tencere yemek yapacak, her şeyi benden istiyor. Böyle ben de yemek yaparım. İnsan yemek yapmak için mutfağa giriyorsa, A’ dan Z’ ye her şey ile kendi ilgilenmeli. “
Şimdi ben, sadece şunu söyleyeceğim ve siz ne demek istediğimi anlayacaksınız : “İnsan kınadığını yaşamadan ölmezmiş!”
Zira mutfakta “Bir küçük soğan daha lazım, iki diş sarımsak bana…” diye bağıran bir Seda var.
Not: Mutfakta sizin için bir şeyler pişiren birisi varsa kulağınız onda olsun… 🙂