İnsan Ne ile Yaşar?
Tolstoy da küçük yaşta
anne ve babasını kaybedenlerden.
Annesini iki, babasını dokuz yaşında kaybetmiş.
Eğitimini halaları üstlenmiş.
Aferin onlara, inşallah üzmemişler, iyi davranmışlardır çocuğa.
Ben yine nelere takıldım derseniz;
o zamanların okul hayatına, öğrenci, öğrenci velisi olma,
okullar arası geçiş ve benzeri konulara.
Doğu dilleri öğrenmek üzere Kazan Üniversitesi’ne gönderiliyor
fakat buradaki eğitimini yarım bırakıyor.
Bu üniversiteye nasıl başlamıştı acaba?
Ders notlarına göre mi? Sınavsız mı?
Öyle kafana göre üniversiteye başlayabiliyor muydunuz yahu?
Buradan hukuk fakültesine geçmiş.
Bu fakültedeki eğitimini de yarım bırakmış,
sonra orduya yazılmış, topçu teğmeni olarak görev yapmış.
Bu geçişlere bünye nasıl dayanmış?
Ben öyle fakülteleri yarım yarım bırakıp,
“ne istiyorum?” diye dolanacaktım da
beni sopayla kovalamayacaklardı!!!
Neyse tabii bu arada hep yazmış, seyahatlere çıkmış,
incelemelerde bulunmuş. 34 yaşına geldiğinde,
Sofya Andeyevna Bers’le evlenmiş.
On üç çocukları olmuş.
Bir değil, iki değil, beş değil, yedi değil,
dokuz da mı değil?!
Değil vallahi tam on üç!
Bu dönemde en büyük romanı olan “Savaş ve Barış”ı yazmış.
Sonra zamanla giderek artan bir bunalıma girmiş.
Girmesin mi?
Birazdan kitabına başlayacağım
ama aklım hep sende Tolstoy!