Meyve Zamanı
Uzmanlar şeker sebebi ile meyveleri gece yemeyin diyorlar.
Ancak hep yedik bir zamanlar.
O zamanlarda da diyorlardı da biz duymuyorduk.
Çok duyuramıyorlardı seslerini belki de bugünkü kadar.
Akşamları çay faslı bitince meyveye geçilirdi. Misafirliklerde de meyve getirilmez miydi, gecenin bir vakti?
Kışsa; elma, portakal, mandalina yanında bıçakla bir tabakta ikram edilirdi.
Baharsa; erik, kiraz, çilek. Yazsa; kavun, karpuz…
Zararlıymış deyip ikram etmeselerdi, etmeseydik, toplum olarak bunu kaldırabilir miydik?
Benden yana sorun çıkmaz da, ay çok laf eden olurdu be, ne öyle yemeden içmeden…
Meyveler kışın balkonda dururdu.
Bizbizeysek evin küçüklerine “bakın bakalım neler varmış balkonda?” denirdi.
Bir tas alıp, ne varsa üçer beşer doldurup gelirdik.
Gelince de stoklar hakkında bilgi verirdik; iki ayva kalmış, mandalina bitmiş diye.
Bazen iki üç tabak hazırlar, ortak yerdik. Bazen de hiç tabakla uğraşmaz, elden ele babaannemin soyup verdiği meyveleri iletirdik.
Önce küçüklere ikram ederdi, sonra “şunu annene ver bakalım, bunu dedene, bunu da babana” diye diye devam ederdi.
Oda mis gibi kokardı. Sonra ben tası alır oynardım.
Kabukları küçük küçük doğrardım.
Demek ki çok erken de yatmazdım.
Ayrıca, mandalina yerken, beyaz liflerini temizlediğinizde sizi uyaranlara kızmayın.
O lifler var ya o lifler, hep vitamin deposu!