Bayram Temizliği
Şimdiki çocuklar, ergenliğine adım atan genç bireyler,
bizim tecrübe etmediğimiz birçok zorlukla karşı karşıyalar.
Ama bazı açılardan da çok şanslılar.
Mesela, biz, evde temizlik varken, huzurla oturabilecektik, öyle mi?
Oysa şimdi “Yardıma ihtiyacın var mı?” diye düşünüp sormaları bile yetiyor.
“Yok annem, sağol, sen dersini yap.”, “Yok annem, sağol, sen oruçlusun.” gibi
cevaplarla buluşuyor bu iyi niyet dolu soruları.
Bizim zamanımızda bu sorular havada kapılır, cevapları da şöyle olurdu:
“Odanın tozunu al.”, “Şu bezi yıka da bana ver.”
Kısacası rahatımızı bozup, evdeki temizlik aktivitesine katılmak zorundaydık.
Yine bir karşılaştırma yapalım. Bugün evin çocuğu ya da genci,
evi silip süpürse, bu iyi niyetli hareketi, sonucu nasıl olursa olsun
“Canım benim, ne tatlısın sen! Ellerine sağlık, harika olmuş!”diye karşılık bulurken
bir de üstüne üstlük “ Bak babası, bak halası, bak dedesi..” diye
dalgalar halinde haberi yayılır.
Bizim zamanımıza dönecek olursak şu sorulara hazırlıklı olmak lazımdı:
“Silindi mi şimdi burası?”, “Alındı mı buranın tozu?!”,
“Hiç öyle durmuyor ama neyse…”
Kısacası 80’lerde ve 90’larda çocuk olmayı
pedagojik olarak ele aldığımızda… bakınız ele alamıyorum. 🙂
Yine de düşünüyorum; büyüklerimizin bize karşı olan net tutumları
ve bazı şeyleri hiç kıvırmadan direkt söylemeleri bizi duygusal açıdan
bir tık daha güçlü yaptı sanki. 🙂
“Tamam hadi, çekil ayağımın altından.”, “Suyu boşuna harcama.”,
“E olmamış ki bu!”, “Toplayın şuraları, zaten canım burnumda!” gibi
netlik kokan talimatlarıyla hep bir durum tespiti yaptı onlar.
Not: Sildiğim yerlere basmayın Allah aşkına!