İnsanoğlunun İlk Yiyeceği: Buğday Ve Ekmek
Kur’ân-ı Kerîm’de bir nimet olarak «habbe»den (dâne ve ekinden) bahsedilmektedir.
En’âm Sûresi’nde: “Şüphesiz Allâh, dâneyi/tohumu ve çekirdeği çatlatıp mahsûlü büyütendir. O Allâh, ölüden diriyi, diriden de ölüyü meydana getirendir.” (Âyet: 95), buyruluyor.
Kâf Sûresi’nin 9. âyet-i kerîmesinde de: “Biz gökten mübârek bir su indiriyoruz, onunla cennet gibi bahçeler ve hasadı yapılacak dâneler yetiştiriyoruz.”, buyruluyor.
Peygamber Efendimiz’in de buğdayı öğüttükten sonra kepeğini elemeden tüketmemizi tavsiye ettiği rivâyet ediliyor. Buğday; tarım yapılan ülkelerde ve özellikle ülkemizde en çok tüketilen gıda maddesidir.
Vazgeçilemeyen bir besin olan ekmek, binlerce yıl, temel besin maddesi olma özelliği taşımıştır.
Eskiler, ekmeğin nîmetlerin başı ve mübârek bir gıda olduğunu belirtmek için ona “veliy-yi nîmet” ve “nân-ı azîz” gibi adlar vermişlerdir. Hatta kaynaklarda Cebrâil -aleyhisselâm-’ın Hazret-i Âdem peygambere ekmek yapımını öğrettiği anlatılır. Bunun için fırıncılar, Âdem -aleyhisselâm-’ı “fırıncıların pîri” sayarlar. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- döneminde de Medîne’li sahabî Amr bin Umran “ikinci pir” olarak kabul edilir…
Nejla BAŞ’ın bir yazısından…