Bayanların Piknik Sevgisini Anlamak Zor
Bizlerin asla vazgeçemeyeceği bazı genetik zevkleri vardır. Bunların en önemlilerinden biri de “piknik”tir.
Her ne kadar hafta sonu iki günden müteşekkil olsa da, piknik günü pazar günüdür. Geleneksel piknik telaşı pazar sabahı saat 10.00 civarında başlar.
Piknik malzemeleri ile tıka basa dolu bir arabada, kafa dengi birkaç komşu ile birlikte şehrin dışına doğru yola çıkılır.
En çok konuşlanılan yerler su kenarlarıdır. Çünkü mahir insanımız işini bilir vesselam. Medeniyetler de zaten hep su kenarında kurulmamış mıdır?
Şöyle ağaçların gölgesi altında, su kenarında, düzlük bir yer bulununca hemen durulur ve arabadan inilir, piknik alanına yerleşme çalışmaları başlar. Yere, yüzölçümü bütün piknik ahalisini alabilecek kadar büyük olan bir kilim serilerek mekân sabitleştirilir. Sonra kadınlar her zamanki görevleri olan yemek hazırlama aktivitelerine başlarlar.
Aslında bayanların pikniğe severek gitmelerini hala anlayabilmiş değilim. Çünkü evlerinde hiç olmazsa su ya da alet edevat açısından zengin bir mutfakları varken onlar salata malzemelerini birinin bidondan su döküp diğerinin bu suda onları yıkamaya çalışması gibi bu iptidai ortamı gönüllü kabul eder ve her zorluğa canla başla katlanarak pikniğin gereklerini yerine getirirler.
Hanımlar bu işlerle iştigal ededursun, erkekler de karpuzu akan suyun içinde göz kestirdikleri bir yere gömü yaparlar. Bu hareket bir klasiktir. Akan suya sabitlenen karpuz doğal yollarla soğuyup buz gibi olacak ve keyifle yenilecektir. Sonrasında mangal yanar ve etrafı pişmekte olan etin kokusu sarmaya başlar…
Yemek faslının sona ermesiyle erkekler bir köşede oyun oynamaya başlarlar. Bu sırada yine kahraman ülkem kadını dağın taşın ortasında sağı solu toplayıp musluksuz bir ortamda, çıkan onca bulaşığı yıkar, kap kacakları dönüş için tekrardan istifler. Bir yandan da, sık sık “Ne iyi ettik de geldik değil mi?” gibi mevcut ahval ve şeraitten memnun olduğunu gösteren çilekeş laflar eder. İşler bittikten sonra tam dantelleri alıp oturayım derken eve dönüş zamanı gelip çatar.
Tipik piknik dönüşü görüntüsü ise şöyledir: Top oynamaktan yara bere ve kir içinde kalmış çocuk takımı, oyunda yenildiği için morali bozuk bir koca, tüm gün boyunca dinlenemeden çalışmış bir anne! Hepsinin ortak kaderi ise bilumum börtü böcek tarafından ısırılmak suretiyle sürekli kaşınıyor olmaları!
Ayşenur USLU