Bağımlıyım Bağımlısın Bağımlıyız…
ADEMOĞLU İLK AYRILIĞINI YAŞIYOR
Aslında küçük bir kauçuk olan emzik, küçük bir bebeğin en saf ve temiz duygularla, yarı annemdir mantığıyla sevip benimsediği bir şeydir. Ve hemen hemen tüm ademoğlunun ilk bağımlılığı, ilk vazgeçme zorunluluğu, ilk ayrılığıdır. Tabii burada önemli olan madde değil, ona yüklenen manadır. “Yarı annedir” diyoruz basite almamak gerekir. Üstelik başlangıçta bebek emziğe alışmayı reddeder. Ama anne tarafından cebren ve hile ile, reçel, bal gibi tatlandırıcılarla cazibeli hale getirilerek bebeğe sevdirilir. Malum anne açısından emzik bir nevi kurtarıcı, son derece etkili bir susturucudur.
Bu emziği sevme olayı ilerleyen aylarda bebek açısından aşka dönüşür. Her fani şeyin başı ve sonu vardır ya, zaman ilerledikçe emzik bırakılması gereken bir aparata dönüşür zira bırakılmaması durumunda kalıcı çene bozukluğuna yol açar. Gelgelelim ilk vazgeçişini yaşamak zorunda kalan çocuk açısından bu dönem fevkalade sancılıdır. “Damdan düştü, köpek aldı, polis amca kızıyor” bahaneleriyle çocuk kandırılarak emzikten uzaklaştırılmaya çalışılır. Zavallı çocuk ne kadar gözyaşı dökerse döksün, bu defa istediğini alamayacaktır. İlk ayrılığını sineye çekip, kendine başka eğlenceler aramak üzere bu zorlu hayat yolunda yeni başladığı yürüyüşüne yalnız devam etmek durumunda kalacaktır…
DUMANSIZ HAVA SAHASINA BEN DE GİRMEK İSTİYORUM
Etken bağımlılığın en bilindik ve yaygın olanı sigaradır. Sigaraya kişi kendi isteğiyle, çoğunlukla da özentiyle başlar. Başlar başlamasına da sonradan “Hay özenmez olaydım nerden bulaştım bu merete!” gibi sözler hayatının değişmez replikleri olacaktır, bilememiştir. Özünde emzik gibi bir dudak keyfidir, ama o kadar da masum değildir; malum akciğerlerin en büyük düşmanıdır. Bırakılması en zor bağımlılıklardan biridir…
Atalarımızın çivi çiviyi söker sözü bağımlılıktan kurtulmak için en sık başvurulan yöntemdir. Birinden kurtulmak için “yenisini edineyim bari” durumudur. Koca koca amcaların ağızlarında sakızla dolaştıklarına şahit oluruz da o vakit anlarız, karşımızdaki “dumansız hava sahasına ben de girmek istiyorum” diye çabalayan birisidir.Eh, Allah kolaylıklar versin.
Bağımlılıklar içinde en zoru ve burada sözünü etmeden geçmenin imkansız olduğu elbette ki; “Sarı saçlarına deli gönlümü bağlamışım çözülmüyor” dizelerinden de anlaşılacağı üzere gönül bağımlılığıdır. İflahı ve ıslahı, iknası ve tesellisi yok denilecek kadar azdır. Bu bağımlılık dağları deldiren, çöllere düşüren cinstendir. Diğer bağımlılıklarda da olduğu gibi beyni kandırmakla çözüm bulmak neredeyse imkansızdır. Sabır, zaman, dirayet… Destek ifadelerini çoğaltmak mümkünse de, bu ve buna benzer tüm bağımlı durumdaki kişilere söylenebilecek en iyi söz sanıyoruz manimizde gayet net ifade edilmiştir:
Ayşenur USLU