Çocuk ve Ramazan
Ramazan’ın tadı, yaşattıkları her yaş için ayrı ayrı.
Mukabeleler, alışverişler, teravihler, sahurlar… Büyüklerin tatlı telaşları sürerken çocuk gözüyle olanları izlemek, en keyiflisi belki de.
Yaşınıza göre değişir Ramazan’a iştirakiniz. Önceden yapılan pazarlıklar sonucunda sahura kalkar ya da kaldırılırsınız. Ama nedense hep içinizde kaldırılmayacağınıza dair bir his vardır. “Ne me lazım ” diyerek bütün gece tilki uykusu uyursunuz.
Camınızın altında gümbürdeyen davulun sesi ile heyecanlanırsınız. Davulcunun eşkâlini belirlemek için hemen cama koşarsınız. Evet, sonunda sahur sofrasındasınız. Pijamalarınız ve siz… Uykulu gözlere rağmen çok keyifli bir yemek yersiniz.
Bütün gün canınızın çektiklerinin gözünüzün önünden geçeceği, televizyondaki yemek reklamlarının favoriniz olduğu bir gün bekler sizi. İftar saati yaklaştıkça her dakikanın değerini anlarsınız iyiden iyiye. Kulağınızda okunmayan ezanlar çınlar durur. İftara daha çok olmasına rağmen bir elinizde hurma ile yerinizi alırsınız, ne de olsa sofranın şeref konuğusunuz.
Böylelikle anlarsınız oruçlunun halini, aç kalmayı… Ama yine de oruçlu olmadığınız günlerde ezan okunuyor şakasını yapmaktan vazgeçmezsiniz.
Orucunuzu açtınız, bitti mi, hayııır. Teravihe gitmek için can atıyorsunuz. Çok hoşunuza gider camiide bulunmak, namaz kılmaya çalışmak, dua etmek ama çocuksunuz işte, çocukluk olmaz mı olay yerinde?
Bazen gülmek değil de gülmemek için kendini tutmaktır keyifli olan. Bazen de tutamayıp patlamaktır. Sonra da yanınızdaki büyükten bir uyarı almaktır, ama hayata küsmemektir. Çünkü bütün bunlardır Ramazanı unutulmaz yapan!!!
Cocuklugumdaki Ramazanlar filim seridi gibi gecti gozumun onunden.Demek her insanin cocuklugundaki Ramazan ayni duygularla geciyormus diye dusundum.Kendi cocuklarimda bizimkine benzer seyler anlatiyorlar. Cok guzel Ramazanlardi.Allah orucumuzu,dualarimizi kabul etsin ve kendi rzasi uzere tamamlamak nasip etsin insaallah.