Annelerimizin Kıyaslamaları Bitmek Bilmez
Rekabet bebekliğinizden itibaren başlar. Önce ne zamana kadar anne sütü emdiğiniz, ilk adımınızı ne zaman atığınız, ilk dişinizi kaçıncı ayda çıkardığınız, tuvalet alışkanlığını kaç yaşında kazandığınız aile büyükleriniz tarafından dikkatle takip edilip notlar alınır. Elde edilen bu veriler, diğerleriyle mukayese edilerek sülalenin bebekleri arasında gayri resmi istatistiksel sonuçlar çıkartılır.
Okul çağınızdaki kıyaslamalar ise daha sinir bozucudur. Annenizin bitmek tükenmek bilmeyen kamuoyu araştırmaları da hemen devreye girer. Kim hangi sene, nereyi kazanmışsa isimleri ve okulları kayda düşülerek düzenli aralıklarda kulağınızın dibinde tekrarlanır; önünüzde başarılı bir örnek olsun, hatta biraz da hırs yapın diye. Annenizin titiz çalışmalarla oluşturduğu kazananlar listesi öyle uzundur ki böylesine başarılı bir akraba portföyü kraliyet ailesine mensup olduğunuz hissini uyandırır.
Hadi diyelim ki kazandınız ve diplomayla hayata atıldınız. Sanmayın ki rekabet bitti. Bu sefer de prestijli bir iş ya da sırtını devlete dayama yarışı çıkar karşınıza. Tüm bu rekabetin sonunda kendinizi sürekli “Acaba ağzımla kuş tutsam bunu benden önce yapmış bir akrabam var mıdır?” diye düşünürken yakalarsınız.
Yarış bitmez, okul kazansanız işe girme yarışı başlar, işe girseniz evlen diye tuttururlar, evlenseniz torun isterler. İstekler bitmez; bu istekleri önceden en güzel şekilde yerine getirmiş akrabalar da bitmez.
Velhasıl ne canınızı dişinize takıp hepsini yapabilmek için çalışmalarınız biter, ne de o zavallı canınız dişinizden iner!
Ayşenur USLU